Yaşam

Suya Övgü: Boucheron Or Bleu

Claire Choisne, suya adadığı yeni “Boucheron Carte Blanche Or Bleu” koleksiyonuyla suyun hayati ve kıymetli bir kaynak olduğunu vurguluyor. “Or Bleu” sadece bir yüksek mücevher koleksiyonu olmanın ötesinde, suyun anısına bir övgü niteliği taşıyor. Choisne, bu özel parçalar için İzlanda’nın güçlü, ham ve çarpıcı sularından ilham alıyor. Bir şelalenin akışında bir elmas kolye, dalgaların kabarışında omuz mücevheri ve bir buzulun kalbinde suyun hareketiyle şekillenmiş bir kaya kristali bileklik görüyor.

Boucheron, bu doğal izlenimlerle suyun rengini, dokusunu, akışını, yansımalarını ve şeffaflığını yakalamış. Bu yüksek mücevher parçaları, doğanın en ham haliyle donmuş anları gibi görünüyor. “Or Bleu” koleksiyonu, suyun güzelliğini 26 yüksek mücevher tasarımıyla yakalıyor.

Cascade (Şelale)
Claire Choisne, bu şelaleye baktığında vücuttan aşağı akan bir kolye gördü. 148 santimetre uzunluğundaki bu beyaz altın ve elmas parça, Boucheron atölyelerinde şimdiye kadar yapılan en uzun kolye. 1816 farklı boyutta elmasın tek bir eklemli sıraya yerleştirilmesi, bu kolyeye güzel bir esneklik ve çarpıcı bir gerçeklik katıyor.

Ondes (Dalgalar)
Bir damlanın düşmesi, su yüzeyinin hassas dengesini bozar. Bu an, “Ondes” setine ilham verdi. Claire Choisne, dalgaların en gerçekçi şekilde yeniden üretilmesi için kaya kristali kullanmaya karar verdi. Bu parçalar, incelikleri ve hassas dalgalı daireleriyle dikkat çekiyor.

Eau d’Encre (Mürekkep Siyahı Su)
İzlanda’nın mürekkep siyahı suları, doğanın sert tarafını ortaya koyuyor. Claire Choisne, bu yoğun rengi “Eau d’Encre” bilezik ve yüzüğünde yakalamış. Boucheron, derin jet siyahı bir volkanik taş olan obsidyeni seçti. Bilezik, suyun hareketini yeniden yaratmak için 3D simüle edilmiş dalgalar desenine sahip iki özdeş bloktan yapılnış. Yüzük, 2.01 karat D-VVS1 armut şekilli elmasla süslenmiş.

Sable Noir (Siyah Kum)
Köpüklü dalgaların siyah kumlu bir sahile çarpması… Bu keskin ışık ve karanlık karşıtlığı, Claire Choisne’ı bu renkleri, kontrastları ve en önemlisi malzeme dokularını yeniden üreten bir dizi parça tasarlamaya yönlendirdi. “Sable Noir” ile Boucheron, siyah kumu üç parçada kristalleştirmiş. Bu, mücevher evinin bir yüksek mücevher koleksiyonunda kum kullandığı ilk sefer değil, 2015 yılında Thar Çölü’nden alınan kum bir kolyede kapsüllenmişti.

Écume (Köpük)
İzlanda’nın sahillerinde köpüğün, monokrom manzarayı kısa bir an için bozması bu iki yüzüğün yaratılmasına ilham vermiş. İlk yüzükte yine obsidyen ön plana çıkıyor. Derin ve cam gibi siyah bir bloktan kesilen taş, beyaz altına yerleştirilmiş elmasların parlaklığıyla keskin bir tezat oluşturuyor.

Iceberg (Buzdağı)
Siyah kumlu bir sahilde, güneşin yansıyan ışınları altında elmas gibi parlayan buz blokları… İzlanda’nın “Elmas Sahili”, ışık ve şeffaflık oyunlarını yeniden üreten bir kolye ve küpe setine ilham vermiş. Kaya kristaline yapılan kumlama işlemi, buzdağlarının sahildeki buzlu etkisini veriyor. Boucheron zanaatkarları, bu parçalara göz aldanması illüzyonları eklemiş. Elmaslar, alışılmış beyaz altın tırnaklarla sabitlenmek yerine doğrudan kaya kristaline gömülmüş. 2000 saatlik işçiliğin sonunda ise ortaya bu muazzam parça çıkmış.

Ciel de Glace (Buzlu Gökyüzü)
İzlanda’nın buz mağaralarının şekillerinden esinlenen “Ciel de Glace” bileziği, bu doğal ortamların güzelliklerine saygı duruşunda bulunuyor. Buz mağaralarının dalgalı dokularını yansıtmak için mükemmel bir blok kaya kristali kullanılmış.

Banquise
Atölye, Fransa’nın Auvergne bölgesinden temin edilen, doğanın benzersiz renk oyunlarını sergileyen ince damarları olan Grand Antique mermeri ile buz tabakalarının çarpıcı zıtlıklarını yakalamış. Boucheron’un zanaatkârları, bu taşı titizlikle yontarak kesildikten sonraki doğal güzelliğini ortaya çıkarmış. Bu mermer, hem yüzükte hem de küpelerde beyaz altın ve elmaslarla bir araya getirilmiş. Yüzüğün merkezinde ise 2.01 karat E-VVS1 armut şeklinde bir elmas bulunuyor. Koleksiyon, zarif sarkıt küpelerle tamamlanıyor.

“Or Bleu” koleksiyonunda, Claire Choisne’nin yaratıcılığı ve sanatsal vizyonunun zirveye ulaşmış. İzlanda’nın volkanik kayaları, köpüklü dalgaları, güçlü akıntıları; doğadan alınan ilham ve teknik ustalık birleşerek duygusal derinliği olan zarif ve sofistike parçalara dönüşmüş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu